www.miraclehospitalcyprus.com

Kök Hücre Teknolojileri

Wellcare Laboratuvarları – ONKIM Kök Hücre Kordon Kanı Bankası İşbirliği

 

Wellcare Laboratuvarları Ltd ve ONKİM Kök Hücre Teknolojileri (ONKİM) arasında 2022 yılından itibaren işbirliği anlaşması yapılmış ve KKTC’de Onkim adına laboratuvar bünyemizde hizmet verilmeye başlanmıştır.

 

Bu anlaşma ile birlikte kök hücre hizmetleri bilimsel ve etik değerler çerçevesinde ülke içinde en yüksek düzeye getirmek, en ileri teknoloji standartlarını uygulayarak güvenilir ve saygın hizmetin yürütülmesini sağlamayı amaçlıyor.

 

ONKIM Türkiye’de mevcut organ ve doku nakli yasası, kan ve kan ürünleri yasası ile Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelikler uyarınca kurulmuş bir sağlık şirketidir.

 

ONKİM, göbek kordonu kanından kök hücre elde etme, saklama, işleme ve gerektiğinde tedavide kullanıma hazır hale getirme konusunda GMP (Good Manufacturing Practice-İyi Üretim Uygulamaları) koşullarında hizmet veren bir merkez olup 2006 yılında faaliyet göstermeye başlamıştır.

 

Ulusal ve uluslararası kuruluşlara Ar-Ge desteği verebilecek yetkinlikte bir saklama ve üretim merkezine sahip olup, İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa yerleşkesi içinde bulunmaktadır. ONKİM, gerek köklü kadrosu ve tıbbi alt yapısıyla, GMP koşullarında ve Ar-Ge çalışmalarıyla yıllar boyu garantili ürün sunumunu teminat altına almaktadır.

 

ONKİM, son teknoloji ve bilimsel gelişmeleri izleyerek, deneyimli elemanlar ile kordon kanını işler ve saklar. Kordon kanı saklamaya karar vermiş ailelerle onay formu, bilgilendirme formu ve kordon kanı sözleşmesini KKTC’de Wellcare Laboratuvarları işbirliği ile imzalar. Yine ONKİM KÖK HÜCRE TEKNOLOJİLERİ Göbek Kordonu Saklanması – Göbek Kordonundan Mezenkimal Kök Hücre Üretimi için T.C. Sağlık Bakanlığı denetimleri tamamlanmış, faaliyet belgesi alınmıştır.


GMP STANDARDI

 

GMP (Good Manufacturing Process) Yani Türkçe anlamı ile İyi Üretim Uygulamaları demektir.

İnsan sağlığı için üretilen her ürünün, üretiminin her aşamasında ve uygulamasında yüksek kalite seviyesine sahip olması gereklidir. Ürünün iç ve dış kaynaklardan kirlenme olasılığını önlemek veya azaltmak amacıyla alınacak koruyucu önlemleri içerir. Daha önce tavsiye kararı olarak başlayan, son yıllarda ise ABD ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri tarafından uygulanması zorunlu kılınan kararlara göre, her türlü Gıda ve Sağlık ürünlerinin GMP koşulları altında üretimlerinin yapılması gerektiği bildirilmiştir.

 

Kök hücre içeren kordon kanı bankada saklanır ve tedavi amacıyla kullanmak gerekirse tedavi edecek uzmana banka tarafından gönderilir. Hekimin, gönderilen kanı kullanması için kanın saklandığı bankanın standartlarına güvenmesi gerekir. Bu nedenle bankanın Uluslararası kuruluşlardan aldığı belgeler de son derece önemlidir. Bu belgeler içerisinde en önemli olanı ise GMP yani “İyi Üretim Koşulları” dır. Yurtdışında hiçbir hekim bu belgesi olmayan kurumda saklanan kanı kullanmaz.

 

ONKİM’de kordon kanı ve kordon dokusunun saklanması ve çalışılması için gerekli son sistemlere sahip GMP laboratuvarları mevcuttur.

 

Ruhsat ve Sertifikaları:

ONKİM Kök Hücre Teknolojileri, kordon kanı, göbek kordonu saklanması ve kordondan mezenkimal kök hücre üretilmesi için TC Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmıştır. Düzenli olarak Bakanlık tarafından denetlenmektedir. Ayrıca ISO9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi belgesine sahip ONKİM’de bebeğinizin kordon kanı ve göbek kordonu güvence altındadır. (Sertifikalarimiz: https://www.onkim.com.tr/onkim-sertifikalar)

 

KÖK HÜCRE NEDİR ?

Kök hücreler vücudumuzdaki bütün dokuları ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Bir canlının yumurta ve sperm hücrelerinin döllenmesi ile başlayan Embryo döneminden itibaren yaşamı boyunca her türlü doku ve organın gelişmesinde ve yenilenmesinde rol alırlar.

 

Bunu şu özellikleri ile sağlarlar:

 

Farklılaşmamış hücrelerdir.

Sınırsız bölünebilme yeteneği ile kendileri gibi yeni kök hücreler oluşturabilirler.

Organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahiptirler.

Kısaca, “Bütün canlılar kök hücreler vasıtasıyla gelişmekte ve yaşamını sürdürmektedir” diyebiliriz.

 

Organizma büyüdükçe kök hücrelerin farklılaşma kapasitelerinde kademeli olarak azalma başlar. Kök hücrelerin değişme yeteneklerine göre bir tanımlama yapabiliriz.

 

Totipotent (Tüm) : Embryoda ilk 4 gün içinde bulunan hücreler değişme yetenekleri en fazla olan hücrelerdir. Bu nedenle Totipotent olarak nitelendirilirler. Tüm canlı vücudunu oluşturabilir, yani her türlü doku ve organa dönüşme yetenekleri vardır.

 

Pluripotent (Çoğul): Embriyo içinde 5-6. günden itibaren vücudu oluşturacak sistemlerin gelişmesi başlar. Ör: sinir dokusu ve beyin, iç organlar, kemik ve kıkırdak, kan yapıcı sistem, deri ve bağ dokusu, yağ dokusu gibi. Bu dönemde kök hücreler Pluripotent özelliktedir. Pek çok doku ve organ gelişmesinde rol alırlar. Fakat bir canlıyı tümüyle oluşturamazlar.

 

Multipotent (Pekçok): Anne karnında büyüyen bebek, gebelik boyunca doku ve organların hızla büyümeye başlaması ile doğum sonrasına hazırlanır. Bu dönemde bulunan kök hücreler değişme yeteneklerini kısmen kaybederler. Bu hücreler Multipotent olarak nitelendirilir.

 

Yetişkin Kök Hücre: Bluğ çağı dediğimiz ergenlik geçiş döneminden sonra yetişkinlik çağı boyunca kök hücreler artık ait oldukları dokuların ve organların yenilenmesinde rol alırlar. Bu hücreler sınırlı Multipotent özelliktedir. Ör: kan yapıcı kök hücreler sadece kan ve bağışıklık sistemini destekler.

 

Bu tanımlamalar aslında kök hücrelerin birbirini takip eden geçiş dönemlerini ifade eder. Embriyo gelişimi sonrasında anne karnında geçen erken gebelik döneminde Pluripotent ve Multipotent özellikleri taşıyan kök hücreler değişik oranlarda birlikte olabilir. Fakat doğumdan sonra hızla büyüyen ve yetişkinliğe geçen bir insanda kök hücreler sınırlı Multipotent özellikli hale gelir.

 

Bu noktada doğum anı çok büyük önem kazanmaktadır. Bu sırada elde edilen kök hücreler multipotent özelliktedir. Hem genç hücrelerdir, hem de henüz çevresel etkenlere maruz kalmamışlardır.

 

Mezankimal Kök Hücreler: Mezankimal Kök Hücreler ise Göbek kordonunda bulunur. Kemik, kas, kıkırdak, bağ dokusu, yağ dokusu gibi dokuların temelini oluşturan Multipotent özellikteki hücrelerdir.



Kök Hücreler Nerelerde Bulunur?

 

Kök hücreler vücudumuzda pek çok doku ve organda bulunur. Kemik iliği, Sinir sistemi, Beyin, Sindirim sistemi, Kalp, Akciğer, Cilt, Yağ dokusu ve özellikle Bebek Kordon Kanı ve Göbek Kordonu kök hücre odakları barındırırlar.



Kordon Kanındaki Kök Hücrenin Avantajları Nelerdir?

 

Kordon kanı kök hücreleri sadece doğum esnasında toplandığından dolayı oldukça değerlidirler. Bu nedenle toplama işleminin uzman hekimler tarafından yapılması ve uzman kişiler tarafından uygun koşullarda işlenerek saklanması gerekmektedir. Kordon kanı toplama işlemi oldukça basit ve acısız bir işlem olup, anne ya da bebeğe herhangi bir zararı kesinlikle bulunmamaktadır.

 

Kordon kanı kök hücreleri, diğer kök hücre kaynakları ile karşılaştırıldığında oldukça gençtirler ve saklandıklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur. Üreme hızları diğer kaynaklara göre daha fazladır.

 

Kordon kanı nakli esnasında alıcı ile verici arasında tam bir doku uyumu (HLA) olmasa dahi, başarı oranı yüksektir.

 

Bebekten toplanan kordon kanı sadece otolog değil, doku uyumu gerçekleştiği takdirde ailenin diğer fertleri için de kullanım alanına sahiptir. Bu özellik, aile bireyleri arasında kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine de olanak sağlar.

 

Saklanmış olan kordon kanı kök hücreleri, istenildiği takdirde herhangi bir işleme tabii tutulmadan ve hastalığın ilerlemesine fırsat vermeden kullanılabilir.




Kök Hücre Araştırmaları Hangi Aşamada Bulunmaktadır?

 

1998 de gerçekleşen ilk kök hücre ayrıştırılması ve klinik kullanıma geçilmesi henüz çok yenidir. Pek çok hastalıkta yapılan hayvan deneylerinde çoğunlukla başarılı sonuçlar elde edilmiş ve çok önemli bilgilere ulaşılmıştır. Sıra insandaki etkilerini araştırmaya gelmiştir. Kök hücre ile ilgili çalışmalar çok hızlı bir gelişme göstermektedir. Geleneksel tıbbi tedaviler ilaçla ve cerrahi yollarla yapılmaktadır fakat bazı hastalıklarda başarı oranı hala azdır. Bir kısım hastalıklar ise kişiyi öldürmese bile yaşam kalitesini ileri derecede olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

 

Bugün yüzlerce hastalıkta kök hücre ile ilgili klinik araştırmalar ve uygulama çalışmaları yapılmaktadır. Bunlar içinde en fazla ilgi görenler olarak çocukluk çağında Tip 1 Diyabet, kalp hastalıkları, işitme kaybı, körlük tabloları, beyin hasarları, yanıklar, çene kemiği harabiyeti, yetişkinlerde Parkinson, Alzheimer, Diyabet, romatizmal hastalıklar ve kanser gibi hastalıklar sayılabilir. Bu çalışmaların bilimsel yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde bunu sıkı kurallara bağlayan FDA (Food & Drug Administration) yönetmeliği referans olarak gelişmiş ülkelerde de kabul görmektedir.

 

Bir kısım ülkeler, gelişmiş ülkelerdeki sıkı kontrol kurallarına yeteri kadar uymamaktadır. Bu ülkelerde yapılan kök hücre tedavileri çok yaygındır ve buralara yoğun sağlık turizmi faaliyetleri mevcuttur. Bu tedavi hizmetlerinin büyük kısmı üzerinde yeterli bilimsel kontrol yoktur ve güvenilir oldukları hakkında şüpheler mevcuttur. Güvenirliği ispatlanmamış merkezlerde kök hücre tedavisi yapılmasını önermiyoruz. Uluslararası kabul gören FDA (Food & Drug Administration) yönetmelik ve yönergelerini temel alarak çalışmalarımızı bilimsel zeminde yürütmekte ve buna uygun olarak bilgilendirme yapmaktayız.

 

Bu konu ile ilgili olarak kök hücre tedavisi yapılan ve üzerinde araştırma yapılan hastalıklara ait detaylı listelere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

http://parentsguidecordblood.org/en/diseases http://stemcellfoundation.ca/en/toward-treatments https://clinicaltrials.gov/



Kök Hücreler Nelerden Etkilenirler?

 

Doğum anı kök hücrelerin çevresel etkenlerle henüz karşılaşmadığı, yani en saf – temiz olduğu zamandır. Doğumdan hemen sonra vücudumuz, dolayısıyla her tür hücremiz çevresel etkenlerle karşılaşmaya başlar ve yetişkin hayatımız boyunca karşılaşmalar hep devam eder.

 

Bu etkenler arasında en çok karşılaştıklarımız:

 

• Gıdalardan alınan kimyasal katkı maddeleri

• Çevresel hava, su ve gıda kirliliğinden alınan maddeler

• Kullanılan ilaçlarla geçen maddeler

• Radyoaktif ışınlar

• Enfeksiyon hastalıklarına neden olan bakteri, virüs, vb… canlı etkenler olarak sayılabilir.

 

Özellikle bazı virüsler bu açıdan çok önem taşır. Bunların çoğu vücuda girer ve önemli bir hastalığa neden olmazlar. Fakat hücrelerimizde yaşam boyu kalırlar. Ancak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bazı durumlarda baskıdan kurtularak etkin hale geçerler ve ciddi hastalıklara yol açabilirler. Örneğin Herpes virüsleri (siğil, uçuk), Sitomegalovirüs (CMV), Hepatit B, Hepatit C gibi…

 

Soframıza gelen sebze ve meyvelerin bir kısmında böcek ve zararlılara karşı kullanılan ilaç kalıntıları, tarımda kullanılan suni gübre artıkları, endüstriyel atık maddelerle kirlenmiş toprak, motorlu taşıt egzoz gazlarındaki ağır metal buharları, gıda üretiminde kullanılan koruyucu kimyasal maddeler ve antibiyotikler gibi daha pek çok etken çevresel kirlenme çerçevesini oluşturmaktadır.

 

Bunlar ve benzeri pek çok etkenler yaşam boyunca karşılaştığımız ciddi hastalıklara veya yaşam kalitesini azaltan kronik hastalıklara yol açabilirler. Alzheimer, Parkinson, Diabet, Lupus, ALS, Multipl skleroz (MS), bazı metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklar, bazı kanser türleri gibi…

 

Vücudumuzda bulunan hücreler çoğalırken veya yenilenirken çevresel etkenlerden herhangi birinin tetiklemesi ile bazı hücrelerde genetik yapı etkilenerek değişime uğrar. Bu değişimler Mutasyon olarak adlandırılır ve çoğu hücre içindeki kontrol mekanizmaları ile onarılır veya etkisiz hale getirilir. Fakat bazı durumlarda kontrol mekanizmaları yeterli olmayabilir ve kontrolsüz hücre çoğalması ortaya çıkar, hücre ve doku normal görevini yapamaz. Pek çok hastalığın bu etkilerle olduğuna inanılmaktadır.



KORDON KANI NEDİR?

Plasenta, gebelik süresince bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alış-verişini sağlamakla görevli bir organdır. Anne karnındaki bebek, göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Plasenta doğumdan hemen sonra görevini tamamlayarak rahim dışına atılır.

 

Kordon kanı ise bebek doğduktan sonra plasenta tarafındaki göbek kordonu içinde kalan kandır. Bebek ile alakası yoktur.

 

Kordon Kanı Nasıl Alınır?

Kordon kanı, bebek doğduktan sonra kesilen göbek bağının plasenta tarafında kalan bölümünden alınır. Bebek doğduktan hemen sonra göbek kordonu bağlanır, bebek alınır ve plasentaya bağlı olan kordonun içindeki kan özel bir sistem yardımıyla pıhtılaşmayı önleyici madde içeren steril kan torbası içine toplanır. Yaklaşık 60 – 120 mililitre kan alınabilir. Toplanan kan 48 saat içinde kordon kanı bankası laboratuvarına gönderilir.

 

Kordon kanının toplanması normal doğum sürecini ve bebeği herhangi bir şekilde olumsuz etkilemez. Genelde toplama işlemi doğum esnasında doğumu yaptıran hekim tarafından yapılır.

 

Kordon Kanı Bankacılığı Nedir?

Kordon kanı ve kordon saklanması bir tercih meselesidir. Bu kök hücrelerin alınıp saklanması ailelerin isteğine bağlıdır. Böyle bir talep halinde bizler, ONKİM ile isbirligi içerisinde, kordon kanını alma, saklamaya hazırlık ve saklanma işlemini yüksek standartlara sahip laboratuvar ve muhafaza alanlarında yapmaktayız.

 

Doğum sonrası alınan kordon kanı ve göbek kordonu bazı laboratuvar işlemlerinden sonra özel olarak hazırlanmış kapalı alanlarda, sıvı azot tanklarında ve -196 °C derecede dondurularak saklanır.

 

Kordon Kanındaki Kök Hücrelerin Avantajları Nelerdir?

1. Doğumdan hemen sonra alınan kordon kanı ve göbek kordonundaki kök hücreler en temiz ve saf halde olan hücrelerdir. Çok kolaylıkla, ağrısız, sancısız alınıp saklanabilecek en kıymetli kök hücreler özelliğine sahiptirler.

 

2. Kordon kanı kök hücreleri, diğer kök hücre kaynakları ile karşılaştırıldığında oldukça gençtirler ve dondurularak saklandıklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur.

 

3. Üreme hızları diğer yetişkin kök hücrelere oranla daha fazladır.

 

4. Kordon kanı alınan kişi için kullanıldığında doku uyuşma sorunu yoktur (HLA uyumu ).

 

5. Bebekten toplanan kordon kanı otolog yani kişinin sadece kendisi için olmakla beraber ailenin diğer fertleri için de kullanım alanına sahiptir. Doku uyuşması şansı daha fazladır. Bu özellik, aile bireyleri hatta akrabalar için bile kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır.

 

6. Saklanmış olan kordon kanı kök hücreleri, istenildiği takdirde herhangi bir işleme tabii tutulmadan ve beklemeden hemen kullanıma sunulabilir.

 

Kordon Kanı Günümüzde Ne Amaçla Saklanır?

Kordon kanında kan yapıcı kök hücreler mevcuttur. Doğumdan sonra çocukluk çağı olarak adlandırılan ve yaklaşık 12-13 yaşına kadar olan dönemde görülen bazı hastalıkların oluşması halinde kullanmak için saklanmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları:

 

• Lösemi olarak anılan Kan Kanserleri

• Nöroblastoma denilen ve sinir sisteminden gelişen bir tümör

• Orak hücre anemisi

• Thalasemi olarak bilinen Akdeniz Anemisi

• Genel Bağışıklık sistemi yetmezliği

• Doku ve Organ nakillerinden sonra görülen Doku Uyuşmazlığı Hastalığı (GVHD), vb… hastalıklardır.



Kordon Kanı Saklanması Gerekli mi?

Doğum, kordon kanının ve göbek kordonunun saklanması için tek şanstır.

 

Bugün, yüzlerce hastalıkta kök hücre klinik araştırmaları ve uygulama çalışmaları yapılmaktadır. Bunların en fazla ilgi görenleri çocukluk çağında Tip 1 Diyabet, kalp hastalıkları, işitme kaybı, körlük tabloları, beyin hasarları, yanıklar, çene kemiği harabiyeti, yetişkinlerde Parkinson, Alzheimer, Diyabet, Romatizmal hastalıklar ve kanser gibi hastalıklar sayılabilir. Bu çalışmaların tedavide kullanılabilmesi için bilimsel güvenirliği ispatlanmış ve kabul gören yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalardan önümüzdeki onlu yıllar içinde sonuç alınacağı beklenmektedir. Böyle bir durumda kan sahibi çocuk yanında ailesi, yakınları ve diğer insanlar da fayda görebilecektir.

 

Bu konu ile ilgili olarak kök hücre tedavisi yapılan ve üzerinde araştırma yapılan hastalıkların detaylı listelerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

 

http://parentsguidecordblood.org/en/diseases

 

http://stemcellfoundation.ca/en/toward-treatments

 

https://clinicaltrials.gov

 

Kordon Kanı Saklanmasının Faydaları

Bir hastalık durumunda doku uyuşması tam olan kan ve kemik iliği bulmak bazen aylar süren bir aramayı gerektirmektedir. Halbuki çocuğun kendi kordon kanı mevcut ise doku uyuşması tam olduğu için böyle bir bekleme süresi olmayacaktır.

 

Bebeğin kordon kanının saklanması ile ihtiyaç halinde ona hemen ulaşma şansı olmaktadır.

 

Hiçbir anne ve baba çocuğunun hasta olmasını istemez. En hassas oldukları konu çocuklarının geleceğidir. Kordon kanı saklanması ile bugün için az sayıda olsada önemli bazı kan kanseri, kansızlık (anemi), tümör ve bağışıklık sisteminin yetersiz olduğu bazı hastalıklarda bağışıklık sisteminin onarılması şansı olmaktadır. Ayrıca, kök hücre araştırmalarının olumlu sonuç vermesi halinde ilerleyen yıllarda pekçok hastalıkta da kullanabilme imkanı olacaktır.


GÖBEK KORDONU NEDİR?

Göbek kordonu doğumdan hemen sonra plasenta ile birlikte atılan ve gebelik boyunca çocuğu besleyen, anneyle çocuk arasındaki tüm iletişimi sağlayan bir yapıdır. Çapı 1-2 cm, uzunluğu 10-50 cm arasında değişir. Jölemsi sert bir dokudan yapılmıştır (Wharton Jölesi) ve bunun içinden biri toplar damar (ven) ikisi atar damar (arter) olmak üzere 3 tane damar geçer.

 

Göbek Kordonu Hücreleri Neden Önemlidir?

Göbek kordonu sert yapıda ve wharton jölesi olarak adlandırılan bir maddeden oluşur. İçinde 2 adet atardamar (arter) ve bir toplardamar (ven) bulunur.

 

Wharton Jölesi Mezenkimal Kök Hücreleri (MKH) açısından zengindir. MKH’ler kemik, kas, kıkırdak, sinir, bağ dokusu için gerekli hücreleri yaparlar ve yenilenmesinde rol alırlar.

 

Ayrıca MKH’lerin çok önemli bir işlevi daha vardır. Bağışıklık sistemini düzenlenmesinde rol alırlar. Bu görevi salgıladıkları kimyasal maddeler aracılığıyla yaparlar.

 

Kan, doku ve organ nakillerinden sonra doku uyuşmazlığı hastalığı riski vardır. Vücutta doku reddi oluştuğunda çok ciddi ve ölümcül olabilen Doku Uyuşmazlığı Hastalığı meydana gelir (Graft versus Host Disease -GVHD). MKH’ler böyle hastalara verildiğinde bağışıklık sistemi üzerine olan düzenleyici etkileri ile doku reddi hastalığının ortaya çıkmasını ve şiddetini azaltıcı etki yaparlar. Günümüzde bu alanda kullanımı vardır.

 

İnsanlarda sonradan gelişen oto-immün hastalıklarda da araştırmalar yapılmaktadır. (Oto-immün = vücudun kendi dokularına karşı yanlışlıkla geliştirdiği bağışıklık maddeleri ile oluşan hastalıklar, örneğin alerjik bazı hastalıklar).

 

MKH’lerle, Tip-I diyabet, romatoid artrit, multiple skleroz (MS) sistemik lupus eritematozus (SLE), osteogenesis imperfecta (cam kemik hastalığı) gibi hastalıklar yanında Serebral Palsi, Otizm, Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalıklar, kalp hastalıkları, çocuklarda görülen işitme kaybı ve rejeneratif (yenileyici) tıpta tedavi edici etkileri olup olmadığı yönünden yoğun bir şekilde araştırılmaktadır.

 

Göbek Kordonundan Elde Edilen Mezenkimal Kök Hücreler Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

 

Kemik, kıkırdak, yağ dokusu, sinir ve bağ dokusu gibi mezenkim hücrelerinden gelişmiş doku ve organların zarar görmesi sonucu oluşan hastalıkların tedavisinde kullanılabilir. Organ nakillerinde vücudun yeni organı reddetmemesi için kullanımı FDA dahil tüm kurumlarca onaylanmıştır. Bunun yanı sıra, serebral palsi, otizm, çocuklardaki işitme kaybı, Tip-I diyabet ayrıca Parkinson gibi sinir sistemi harabiyeti; MS (multiple skleroz), romatoit artirit, osteogenesis imperfekta gibi oto-immün hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği düşünülmüş ve bunu araştırmak için yurt içi ve yurt dışında FDA ve EMA onaylı birçok klinik araştırma çalışmaları yapılmaktadır.

 

Göbek Kordonu Ne kadar Süre Saklanır?

Göbek kordonunun -196°C sıvı azot tankında çok uzun yıllar saklanabileceği biliniyor ise de henüz bununla ilgili yönetmelik çıkmamıştır. Bununla birlikte embriyo ve diğer hücrelerin bozulmadan çok uzun yıllar saklanabileceği gerçeği göz vönüne alınırsa, göbek kordonu da aynı süre saklanabilecektir.

 

Göbek Kordonunu Neden Saklayalım?

Göbek kordon kanını saklamanın yanı sıra beraberinde göbek kordonunu da saklamak farklı tipte hücreler içerdiklerinden ve farklı hastalıklarda tedavi oluşturduklarından dolayı avantaj sağlamaktadır. Göbek kordonunu oluşturan jölemsi maddenin içinde, kordon kanındaki gibi kan yapıcı sisteme ait (hematopoetik) kök hücreler olmadığından lösemi, lenfoma gibi kan hastalıklarında kullanılmaz. Buna karşılık, kordon kanına kıyasla farklı hastalıkların (örneğin başta Doku Uyuşmazlığı Hastalığı olmak üzere yukarıda belirttiğimiz hastalıklar) tedavisinde Mezenkimal Kök Hücreler (MKH) kullanılabilir.

 

MKH’ler kordon kanında da vardır ancak miktarı göbek kordonuna göre çok azdır. Kemik iliğinden MKH elde etmek anestezi altında ve ağrılı olabilen cerrahi bir işlem gerektirir. Kordon dokusunda bulunan MKH’ler diğer kaynaklara göre en kolay, zararsız, ağrısız bir şekilde elde edilir. Göbek kordonunun bir kısmının doğumdan sonra alınıp saklanması yeterlidir. En önemlisi, Kordonda bulunan Mezenkimal KöK Hücreler gençtir ve çevresel zararlı etkenlerle henüz temas etmemiş hücrelerdir.

 

İlerleyen yıllarda daha geniş alanlarda kullanım şansı artracağı için kordonun kendisini de kordon kanı ile birlikte saklamak oldukça iyi bir yöntemdir.

 

ONKİM’in Göbek Kordonu Çalışma Yöntemi?

ONKİM’de, göbek kordonu tüm dünyaca kabul edilen bir yöntemle saklamaktadır. Kordondan elde edilen mezenkimal kök hücreleri ise laboratuarımızda geliştirilen ve TC Sağlık Bakanlığı’ nca denetlenerek onaylanan bir yöntemle üretmektedir. Göbek kordonu saklanması ve kordondan mezenkimal kök hücre üretilmesi için TC Sağlık Bakanlığınca faaliyet belgesi alınmıştır.


SÜNNET DERİSİ

Sünnet Operasyonu Nedir?

Sünnet operasyonu, sünnet derisinin tıbbi, kültürel veya dini sebepler ile uygun cerrahi yöntemler uygulanarak alınması işlemidir. Normal şartlarda operasyondan hemen sonra tıbbi atık olarak atılan sünnet derisi üzerinde yapılan çalışmalar, çok sayıda kök hücrenin olduğunu göstermiştir.

 

Sünnet derisi birçok farklı hücre çeşidini barındırmaktadır. Bunlar fibroblastlar, stromal hücreler, progenitör (öncül) hücreler ve farklı tipteki kök hücrelerdir. Bu hücreler, erişkin insandan elde edilen kök hücrelerden daha genç olduklarından ve çevresel faktörlerle karşılaşmadıklarından dolayı daha avantajlıdırlar.

 

Sünnet Derisi Nasıl Toplanır?

Sünnet operasyonu, her yaşta yapılabilmekle birlikte en erken doğumu takip eden süreçte bebek hastaneden çıkmadan yapılmaktadır. Operasyon sonrası alınan deri, steril koşullarda hazırlanmış özel solüsyon şişelerine toplanır. Toplama işlemi tamamlandıktan sonra sünnet derisi, özel transfer setine aktarılarak merkezimize ulaştırılır ve saklama amacıyla işleme alınır.

 

Sünnet derisi çalışma metodu nedir?

Uygun koşullarda laboratuvara teslim edilen sünnet derileri gerekli kalite kontrol işlemlerini takiben kültür işlemine alınır. Yaklaşık 6-8 haftada hücreler gözlenene kadar kültür işlemine devam edilir. Kültür işlemi sonrasında hücreler uzun süreli saklama işlemine alınır. Ailenin ve hekimin uygulama talebi doğrultusunda, istenen sayıda çoğaltılan Sünnet Derisi Kök Hücreleri, uygun koşullarda ilgili Merkeze transfer edilir.

 

Sünnet Derisi Ne Kadar Süre Saklanır?

Özel bir ayrıştırma yöntemi ile ayrıştırılan Sünnet Derisi Kök Hücreleri gerekli kalite kontrol testleri tamamlandıktan sonra, ailenin aksi bir beyanı olmadığı sürece -196°C azot saklama tanklarında yıllar boyunca saklanır.

 

Sünnet Derisinden Elde Edilen Kök Hücrelerin Avantajları Nelerdir?

•Sünnet derisi ağrısız yöntemle küçük bir cerrahi işlemle kolaylıkla elde edilebilir.

•Sünnet derisi alınması etik sorun yaratmamaktadır.

•Sünnet derisi çeşitli ve çok sayıda kök hücre içermektedir.

•Kök hücrelerin çoğaltılmaları kolaydır.

•Çevresel faktörlerden, kimyasal kirleticilerden ve zararlı maddelerden en az etkilenmiş kök hücrelerdir.

•Doku uyuşmazlığına neden olmadıkları için gereksinim duyulması halinde, en başta derinin ait olduğu kişi olmak üzere ailesi, yakınları ve herkes için kullanımı uygun olmaktadır.

 

Sünnet Derisi Kök Hücreleri ile Yapılan Çalışmalar Nelerdir?

Kemik, kıkırdak, yağ, sinir ve bağ dokusu gibi mezenkim hücrelerinden gelişmiş doku ve organların zarar görmesi sonucu oluşan hastalıkların tedavisi için Sünnet Derisi Kök Hücrelerin kullanımı ile ilgili yoğun araştırmalar yapılmaktadır.

 

•Ciltle ilgili hastalıklar,

•Saçlı deri ile ilgili hastalıklar,

•Yanıklar,

•Doku ve deri kaybı ile ilgili durumlar,

•Diyabetik ayak,

•Tıkayıcı damar hastalıkları,

•Sinir sistemi hastalıkları,

•Otoimmün hastalıkların tedavisinde yardımcı rolü üzerine araştırma çalışmaları devam etmektedir.


KÖK HÜCRE TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA SSS

Kordon Kanındaki Kök Hücreler Nelerdir?

Kordon kanında bulunan kök hücreler vücudun bağışıklık sistemi ve kemik iliği dahil kan yapıcı sistem hücrelerinin oluşmasında ve yenilenmesinde rol alırlar.

 

Örnek olarak:

 

1.Vücudu her türlü hastalık, mikrop, virüs, hatta kanser hastalıklarından koruyan bağışıklık sistemi hücrelerinin (lenfosit = akyuvar) oluşumu ve yenilenmesi.

 

2.Dolaşımda bulunan ve vücudumuzda oksijen alış verişinde rol alan hücrelerin (eritrosit = alyuvar) ortalama üç ayda bir yenilenmesi.

 

3.Vücudumuzda kanama olduğunda damarlardaki hasarın pıhtı ile kapatılmasını ve kanamanın durmasını sağlayan hücrelerin (trombosit = kan pulcukları) oluşumu ve yenilenmesini sağlar.

 

Kordon Kanındaki Kök Hücrelerin Avantajları Nelerdir?

1.Doğumdan hemen sonra alınan kordon kanı ve göbek kordonundaki kök hücreler en temiz ve saf halde olan hücrelerdir. Çok kolaylıkla, ağrısız, sancısız alınıp saklanabilecek en kıymetli kök hücreler özelliğine sahiptirler.

 

2.Kordon kanı kök hücreleri, diğer kök hücre kaynakları ile karşılaştırıldığında oldukça gençtirler ve dondurularak saklandıklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur.

 

3.Üreme hızları diğer yetişkin kök hücrelere oranla daha fazladır.

 

4.Kordon kanı alınan kişi için kullanıldığında doku uyuşma sorunu yoktur (HLA uyumu ).

 

5.Bebekten toplanan kordon kanı otolog yani kişinin sadece kendisi için olmakla beraber ailenin diğer fertleri için de kullanım alanına sahiptir. Doku uyuşması şansı daha fazladır. Bu özellik, aile bireyleri hatta akrabalar için bile kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır.

 

6.Saklanmış olan kordon kanı kök hücreleri, istenildiği takdirde herhangi bir işleme tabii tutulmadan ve beklemeden hemen kullanıma sunulabilir.

 

Kordon Kanı Günümüzde Ne Amaçla Saklanır?

Kordon kanında kan yapıcı kök hücreler mevcuttur. Doğumdan sonra çocukluk çağı olarak adlandırılan ve yaklaşık 12-13 yaşına kadar olan dönemde görülen bazı hastalıkların oluşması halinde kullanmak için saklanmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları:

 

•Lösemi olarak anılan Kan Kanserleri

 

•Nöroblastoma denilen ve sinir sisteminden gelişen bir tümör

 

•Orak hücre anemisi

 

•Thalasemi olarak bilinen Akdeniz Anemisi

 

•Genel Bağışıklık sistemi yetmezliği

 

•Doku ve Organ nakillerinden sonra görülen Doku Uyuşmazlığı Hastalığı (GVHD), vb… hastalıklardır.

 

Kordon Kanı Saklanması Gerekli mi?

Doğum, kordon kanının ve göbek kordonunun saklanması için tek şanstır.

 

Bugün, yüzlerce hastalıkta kök hücre klinik araştırmaları ve uygulama çalışmaları yapılmaktadır. Bunların en fazla ilgi görenleri çocukluk çağında Tip 1 Diyabet, kalp hastalıkları, işitme kaybı, körlük tabloları, beyin hasarları, yanıklar, çene kemiği harabiyeti, yetişkinlerde Parkinson, Alzheimer, Diyabet, Romatizmal hastalıklar ve kanser gibi hastalıklar sayılabilir. Bu çalışmaların tedavide kullanılabilmesi için bilimsel güvenirliği ispatlanmış ve kabul gören yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalardan önümüzdeki yıllar içinde sonuç alınacağı beklenmektedir. Böyle bir durumda kan sahibi çocuk yanında ailesi, yakınları ve diğer insanlar da fayda görebilecektir.

 

Bu konu ile ilgili olarak kök hücre tedavisi yapılan ve üzerinde araştırma yapılan hastalıkların detaylı listelerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

 

http://parentsguidecordblood.org/en/diseases

 

http://stemcellfoundation.ca/en/toward-treatments

 

https://clinicaltrials.gov

 

Kordon Kanı Saklanmasının Faydaları

Bir hastalık durumunda doku uyuşması tam olan kan ve kemik iliği bulmak bazen aylar süren bir aramayı gerektirmektedir. Halbuki çocuğun kendi kordon kanı mevcut ise doku uyuşması tam olduğu için böyle bir bekleme süresi olmayacaktır.

 

Bebeğin kordon kanının saklanması ile ihtiyaç halinde ona hemen ulaşma şansı olmaktadır.

 

Hiçbir anne ve baba çocuğunun hasta olmasını istemez. En hassas oldukları konu çocuklarının geleceğidir. Kordon kanı saklanması ile bugün için az sayıda olsada önemli bazı kan kanseri, kansızlık (anemi), tümör ve bağışıklık sisteminin yetersiz olduğu bazı hastalıklarda bağışıklık sisteminin onarılması şansı olmaktadır. Ayrıca, kök hücre araştırmalarının olumlu sonuç vermesi halinde ilerleyen yıllarda pekçok hastalıkta da kullanabilme imkanı olacaktır.

 

Doku Uyuşmazlığının önemi nedir?

Başka vericiden kök hücre ihtiyacı halinde doku uyuşması sorun olmaktadır. Kemik iliği nakli tedavisinde HLA sistemine göre alıcı ve verici arasında 8/8 bir uyum gerekmektedir. Aksi halde doku uyuşmazlığı ile karşılaşılır. Bu durum alıcıda çok ciddi bir hastalık tablosuna yol açar, tedavisi çok zordur ve çoğunlukla ölümle sonuçlanır.

 

Kemik iliği nakli için 8/8 uygun verici bulma süreci aylar sürebilir. Bazan 8-9 aya varan beklemeler olmaktadır. Bu bekleme süresi içinde bazı hastalar tedavi olamadıkları için olumsuz durumlarla karşılaşmaktadır. Çocuğun kendi kordon kanı ise kullanıma hazırdır ve ihtiyaç halinde en fazla 30 dakika içinde kullanıma hazır hale gelmektedir. Başka bir bebeğin ko rdon kanı da tedavide kullanılabilir. Bu kordon kanı için ayrıcalıklı bir avantajdır.

 

Kaç çeşit kordon kanı bankası vardır?

Kordon Kanı bankacılığının tarifleri ve çalışma yöntemleri yasal yönetmeliklerle belirlenmiştir. Sıkı denetimlere tabidirler. Kordon Kanı bankacılığı 2 şekilde yapılır.

 

Otolog kan bankası: Kişiden alınan kan sadece kendisinde kullanılmak üzere saklanır. Kişi mülkiyeti olarak kabul edilir ve yönetmelik gereği sözleşme ile teminat altına alınır. Daha çok özel kan bankası olarak anılırlar ve yasal çerçeve içinde faaliyet gösterirler.

 

Allojenik kan bankası: Herkesin kullanımına açık kan bankasıdır. Kişilerden bağış yoluyla alınan kanlardır.

 

ONKİM’de kullanılan kordon kan sayısı nedir?

ONKİM’de kullanılan kordon kanı sayısı 14 tür. Bunlardan bir tanesi tümör için (nöroblastom), diğerleri kan hastalıkları için kullanılmıştır. Kan hastalıkları için kullanılanlar tüp bebek yoluyla yapılan kardeşlerin kanlarıdır.

 

Dileğimiz şudur: Hiçbir bebekte bu saklanan kana ihtiyaç hali doğuran bir hastalık oluşmasın. Eğer ki ihtiyaç oldu, en azından bazı hastalıklar için bir ümit olsun.

 

Kordon kanı kullanma ihtimali nedir?

Bir bebeğin kendi kanını gerektiğinde kullanma olasılığı farklı kaynaklarda 1: 2000 – 1: 20000 olarak bildirilmektedir. İlerleyen yıllarda kök hücrelerle tedavi edilebilen hastalık sayıları arttıkça bu kanlara daha fazla ihtiyaç duyulacağı tahmin edilmektedir.

 

Toplanan Kordon Kanının Miktarı Ne Kadar Olmalıdır?

Toplanan kordon kanının en az 60 mililitre olması gereklidir.

 

Doğum Şekli Kordon Kanı Alımını Etkiler mi?

Hem normal doğumlarda hem de sezaryen doğumlarda toplama işlemi uygulanabilir.

 

Kordon Kanı Ne Kadar Süreyle Saklanabilir?

Son yıllarda 20 sene saklanan kordon kanından tedavide faydalanıldığı bildirilmiştir. Teorik olarak – 196 °C Sıvı Azot içinde dondurulan kan ve doku ürünlerinin en az 50, hatta daha fazla yıl saklanabileceği varsayılmaktadır. Doku dondurma teknikleri henüz yeni bir bilim dalıdır. İlk kordon kanı dondurma işlemi 1992 yılında uygulanmıştır. İlk kordon kanı bankası ise 1994 yılında kurulmuştur. 20 – 23 sene saklanan allojenik (genel kullanıma açık) kanlarda kök hücrelerin canlılığını koruduğu tespit edilmiştir.