HIV hastalığı kimi veya kimleri ilgilendirir?
HIV, yani human immundeficiency virüs, dünyada ve KKTC’de din, dil, etnik köken, meslek, yaş, kadın, erkek, çocuk ayrımı yapmadan herkesi etkileyebilir. HIV çağımızın hastalığıdır ve bu konuda bilgilenmek için herkese iş düşmektedir. HIV hepimizi ilgilendirmektedir.
.
KKTC’de yaşayan HIV pozitif kaç kişi vardır?
Kuzey Kıbrıs’ta Kasım 2020 itibari ile KKTC vatandaşı 82 kişi HIV tanısı ile yaşamaktadır.
.
Dünyada durum nedir?
Birleşmiş Milletler’e bağlı UNAIDS’in verilerine göre yeni HIV enfeksiyonlarının, tedavi seçeneklerine ulaşmada artışla AIDS tablosuna ilerlemenin ve hastalıkla ilintili ölümlerin sayısında azalma olmakla birlikte 2018 yılında dünyada 1.7 milyon yeni HIV infeksiyonu teşhis edilmiştir. Bunlarla birlikte dünyada HIV ile yaşayan toplam 37.9 milyon kişi olmuştur. Yine 2018 yılında 770 bin kişi AIDS ile ilişkili tablolarla hayatını kaybetmiştir.
.
HIV (Human Immunodeficiency Virus) nedir?
Türkçe’de ‘’İnsan Bağışık Yetmezlik Virüsü’’ olarak adlandırılan bir virüstür. HIV ile enfekte olan bir kişinin tedavi almaması, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve etkisiz hale gelmesine neden olur. Virüs CD4 lenfosit dediğimiz beyaz kan hücrelerine yerleşir ve çoğalmaya başlar. Uzun yıllar içerisinde ise bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olur.
.
AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) nedir?
Türkçe’de ‘’Kazanılmış Bağışık Yetmezlik Sendromu’’ olarak adlandırılan HIV’in neden olduğu hastalıklar bütünüdür. Normalde sağlıklı bir kişide bağışıklık, yani CD4 sayısı 600 ile 1200 arasındadır. Ancak AIDS evresine geçmiş bir HIV pozitif kişinin CD4 sayısı 200 ‘ün altına inmiştir. CD4 sayısı 200’ün altına düştüğünde, kişinin bağışıklık sistemi ciddi şekilde zayıflar ve fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserler çok daha kolay gelişebilir. Yani kısacası her HIV pozitif kişi AIDS değildir. AIDS tablosu, HIV hastalığının ilerlemiş son evresidir diyebiliriz.
.
HIV virüsü vücuda girdikten sonra hastalık süreci nasıldır?
Virüs vücuda girdikten sonra genelde bir ay içerisinde kişide grip benzeri şikayetlere neden olur. Bundan dolayı hastalık ilk aşamada kolayca gözden kaçabilmektedir. Hastalar genelde eve grip reçetesi ile gönderilmekte ve bu döneme “Akut Retroviral Sendrom” adı verilmektedir. Bu dönemde hiçbir belirti ve bulgu görülmeyebileceği gibi hızlı kilo kaybı, kuru öksürük, tekrarlayan ateş veya gece terlemeleri, açıklanamayan yorgunluk, büyümüş koltuk altı, kasık veya boyun lenf bezleri gibi yakınmalar ve bulgular da olabilmektedir.
Bu dönemden sonra hastalık sessiz dönem yani latent döneme girer. Bu dönemde çok yakınma ve bulgu vermeden yıllar içerisinde (2-10 yıl) yavaş yavaş CD4 sayısı tükenmeye ve düşmeye başlar. Yukarıda açıklandığı gibi CD4 sayısı 200’ün altına düştüğünde, kişinin bağışıklık sistemi ciddi şekilde zayıflar ve fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserler ortaya çıkmaya başlar.
.
HIV tanısı nasıl konur?
HIV tanısı için herhangi bir laboratuvarda kan testi yaptırmanız yeterlidir. Ülkemizde tüm devlet hastanelerinde HIV testi yapılabilmektedir. Ayrıca pek çok özel hastanede ve laboratuvarda da test yapılmaktadır. Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde isim vermeden de test yaptırmak mümkündür. Tek yapmanız gereken enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmaktır.
.
Hastalık nasıl bulaşır?
Korunmasız oral, anal ve vajinal cinsel ilişki sırasında virüs vücuda girebilir. Her tip korunmasız cinsel ilişki ile HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar bulaşabilmektedir.
Ayrıca kan ürünlerinin nakli, ortak enjektör kullanımı, anneden bebeğe, dövme veya piercing ve kaza ile enjektör iğnesinin vücuda batması (HIV pozitif kişinin) ile bulaşabilmektedir.
.
HIV hangi yollar ile bulaşmaz?
HIV, sosyal ilişkilerle, öpüşmekle, sarılmakla, aynı ortamda bulunmakla, aynı çatal – kaşığı, aynı havuzu, aynı tuvaleti kullanmakla, sivrisinek ısırmasıyla, gözle görünür miktarda kan içermedikçe tükürükle veya ter ile bulaşmaz. Kısacası düşünüldüğünün aksine, günlük sosyal ilişkiler ile bulaş olmaz.
.
Kimler risk altında? Öncellikle kimler test yaptırmalı?
HIV hastalığının toplumdaki seyrini azaltmak için, tanı almamış hastaların tanı almalarını sağlamamız gerekmektedir. Öncelikli olarak yüksek risk gruplarının belirlenmesi ve bu gruptaki kişilerin normal toplumdaki kişilere göre daha sık test yaptırmaları gerekmektedir.
Risk grubunda iseniz zaman kaybetmeden mutlaka test yaptırınız.
Risk grupları;
- Korunmasız cinsel ilişki yaşayan ve birden fazla partnerle olanlar
- Damar içi ilaç bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olanlar
- HIV pozitif bir kişi ile ilişki yaşayanlar
- Görülme sıklığı yüksek bölgelere seyahat eden ya da orada yaşayanlar
- Cinsel saldırıya maruz kalanlar
- Erkekler arası homoseksüel ilişki yaşayanlar
.
Risk grubundayım, HIV hastalığından nasıl korunabilirim?
Kondom yani prezervatif kullanımı; Cinsel ilişki yoluyla HIV bulaşması cinsel sıvıların cinsel organlara, anüse ağıza ya da açık yaralara teması ile olur. Kondom kullanmak halen HIV’den korunmanın en güvenilir yöntemidir. Ülkemizde, hem erkekler hem de kadınlar için kondom mevcuttur. Cinsel ilişkinin her çeşidinde ve doğru kullanılması halinde bulaş riski %0’a (SIFIR) yaklaşmaktadır. Kondomun son kullanma tarihine, ambalajı açıp kullanırken yırtılmamış olduğuna dikkat etmek önemlidir
Tedavi almak; HIV pozitif kişilerin güncel tedavilerle başarılı bir şekilde tedavi edilmesi sonrası virüsü bulaştırma riskleri yok denecek kadar azaltılabilmektedir. Partneriniz HIV pozitif ise tedavi alması için ona destek olun.
PrEP (Pre-exposure prophylaxis); 2012 yılından bu yana kullanılan PrEP, HIV bulaş riskini azaltmak için cinsel temas öncesinde alınan bir ilaç rejimidir. Bulaş riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.
PEP (Post-exposure prophylaxis); Türkçede temas sonrası korunma tedavisi olarak da bilinen bu yöntem, potansiyel riskli teması takip eden 2. ila 72. saatler arasında başlanması gereken bir ilaçtır. Kullanımının, 28 gün boyunca kesintisiz olarak devam etmesi gerekir. Bulaş riskini ortalama %80 oranında azaltmaktadır.
.
HIV’in tedavisi var mı? Öldürür mü?
Dünya Sağlık Örgütü’nün kronik hastalıklar listesinde olan HIV, 1996’dan bu yana mevcut gelişmiş Antiretroviral (HIV’i baskılayan) ilaç seçenekleriyle kontrol altında tutulabilmektedir. Günümüzün yenilikleri ile artık HIV günlük tek bir tablet ile tedavi edilebilmektedir. Doğru zamanda ilaç tedavisine başlayan HIV pozitif kişiler kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. Geç HIV tanısı alan ve AIDS evresinde olan kişiler dahi ilaç tedavisiyle sağlıklarına geri kavuşabilmektedir. Hatta günümüzde gelişmiş tıp sayesinde HIV pozitif anneler virüsü taşımayan bebek sahibi olabilmektedir. HIV pozitif kişiler normal aile ve iş hayatlarına devam edebilmektedirler.
Dr. Emre Vudalı
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
Comments are closed